Yaz aylarının bitmesi, okulların açılması ve insanların tatilden dönmesi ile beraber başlayan dönem pazarlamada “Okula Dönüş” dönemi olarak adlandırılır ve her sene Ağustos ortası ile bu dönem başlar. Eylül ayının ortasına doğru ise tüm markalar iletişimlerini bu döneme göre özelleştirirler ve artık her yerde çok fazla Okula Dönüş reklamlarını ve kampanyalarını görmeye başlarız.
Özellikle tüm markalar, yüksek indirim oranları ile yoğun iletişim yaparak markalarını ve kampanyalarını duyurmak isterler. Tüketicinin alışveriş yapmaya olan eğiliminin artması ile de beraber büyük – küçük her marka bu dönemden mutlaka faydalanarak satışlarını arttırması gerektiğini bilir.
Satışlarını arttırmanın yolu, daha fazla erişim ve daha fazla potansiyel müşteriye ulaşmaktan geçer. Bunu da dijital reklam ile kolaylıkla sağlayabilirsiniz. Dolayısıyla özellikle bu dönemlerde markaların dijital reklamlarına ayırdıkları bütçeler çok fazla artış gösterir. Bu süreçte rekabet artarken markanızı öne nasıl çıkarır, bu dönemi kendi avantajınıza nasıl çevirebilirsiniz?
1. Rakiplerinizden öğrenin!
Rakiplerinizin geçmiş okula dönüş döneminde ne tarz reklamlar, nasıl bir iletişim yaptığını mutlaka analiz edin. Bunun için düzenli olarak rakiplerinizin sosyal medya kanallarına, ne tarz içerikler çektiklerine bakın. Ayrıca sosyal medyada ne tarz reklamlar verdiklerini merak ediyorsanız Facebook’un Reklam Kütüphanesinden faydalanın.
Rekabetin çok yüksek olduğu bir sektörünüz varsa ve ürünlerinizde rakiplerinizden daha fazla indirim yapamıyorsanız kendi markanızı öne çıkaracak söylemler bulun ve bunları reklamlarınızda kullanın.
Örneğin;
- Ücretsiz Kargo,
- Ücretsiz İade,
- 7/24 Müşteri Desteği,
- Sipariş Öncesi Ürünleri Canlı Gösterme,
- 2 Yıl Garanti,
- Hızlı Teslimat,
- Aynı Gün Kapında,
- Kapıda Ödeme İmkanı gibi markanızın sahip olduğu özellikleri vurgulayın. Bu özellikleri hem reklam görsellerinde hem de reklam metinlerinde mutlaka kullanın.
2. Kendi alışveriş döneminizi yaratın!
Bu dönem aslında Ağustos ortası ile başlasa da asıl Eylül ayının ortasını kapsar ve genellikle en yoğun iletişimler o dönemde yapılır. Ancak dijital pazarlama bilginizin ve bütçenizin bu dönemde yüksek rekabetle başa çıkacak kadar yeterli olduğunu düşünmüyorsanız bu dönemi beklemeden de kendi alışveriş döneminizi yaratabilirsiniz! Özellikle küçük işletmelerin özel günlerde artan rekabet ve maliyetten dolayı reklam vermesi zor gibi gözükse de bu özel günlerin gelmesini beklemeden kendi dönemlerini yarattıklarında çok daha fazla satış elde edebilirsiniz.
Örneğin Eylül ayının ortasını ve tam olarak gerçekten de okulların açılmasını beklemeden kampanyalarınızı ve varsa indirimlerinizi dijital reklamlarınız ile duyurmaya başlayabilirsiniz. Böylelikle henüz büyük – küçük tüm markalar reklam vermeye ve çok yüksek bütçeler ile ilerlemeye başlamadan önce siz reklamlarınızı daha uygun maliyetler ile daha fazla kullanıcıya duyurmuş olacaksınız.
3. Reklam görsellerinizle farkı yaratın!
Her zaman kullandığınızdan daha farklı renklerle ve tasarımlarla, reklamınızı hazırlayın ve potansiyel müşterilerinizin dikkatini çekin. Büyük markaların kullandığı reklam tasarımlarına benzer tasarımlardan uzak durmayı tercih edebilirsiniz. Bir kullanıcı daha öncesinde gördüğü bir reklam görselini defalarca kez gördükten sonra o reklam görseline olan algısını yitirebilir.
Marka kimliğiniz, indirim oranınız ne kadar güçlü olursa olsun, reklam görseliniz merak uyandırmadıktan sonra ilgi çekmeniz çok zor olacaktır! Reklam görselinizde kampanya mesajınızı net verin, markanızın logosunu mutlaka kullanın, hizmet verdiğiniz bölgeyi, ya da müşterilerinizin sizi bulabileceği satış kanallarınızı ekleyin.
Bu özellikleri içeren etkili reklam görselleri tasarlamak için Magnetiq Studio gibi size yardımcı olacak araçlardan faydalanarak reklamlarınızla farkı yaratabilirsiniz!